“Dans eden bir yıldız doğurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamalıdır.” — Friedrich Nietzsche
Bana noksan kalmanın, eksik hissetmenin, yokluğun her türlüsünü deneyimleten, fiziksel, ruhsal ve duygusal eziyetin binbir renk ve türevini yaşatan ve bu sayede, beni 180 derece dönüştüren, bu değişime ayak diremeksizin uyumlanabildiğim için de ağzına turuncu bir top tıkanmış, sesini kullanma yetisi elinden alındığı için tatsız bir geniz hırıltısıyla acı acı bağıran bir kazdan, başında kraliyet tacıyla vakar bir şekilde hayal gölünde zerafetle süzülen ve sessiz, sossuz bir şekilde konuştuklarıyla en karanlıktakini bile ılıga çekerek güldürebilen, tüm ruhunu etkileyen, sıkıntıdan sıyrılıp hayal kurduran, serin gölgeli bir huzura kavuşturan, devasa hedefler koyduran ve ne mutlu ki o hedeflere de vardıran bir Kraliçe yaratan cani görünümlü, celal karakterli ama esasen cemal nitelikli şefkatli annem Algol’a (Pia Mater Algol) tüm benliğimle beni ben yaptığı, yaşadığım müddetçe de yapmaya devam edeceği için teşekkür ederim.
Pia